Amasya tarihiyle ve doğal güzellikleriyle Orta Karadeniz'in hak ettiğinden az bilinen ve görülen şehirleri arasında yer almaktadır. Reklamı ve tanıtımı bu kadar az yapılan bir şehrimizin tarihi mekânları açısında bu kadar zengin olması turizm açısından bir engel olmakla birlikte, gerekli çalışmalar ve yatırım yapıldığında deniz turizmi dışında Türkiye'nin turizm gözbebeklerinden biri olması işten bile değildir.
Tarihte yer alan ilk adı amazonlarda yaşayan halkın kraliçelerine verdikleri isim Amaseia'dan gelir. Bir rivayete göreyse elmasıyla meşhur bu ilimizin adı ''elma'' -''alma'' sözcüklerinin türetilmesinden gelmiştir. Ortasından Yeşilırmak geçen ve topraklarında elma, kiraz, armut gibi meyveler yetişen Amasya'yı gezip görmek için en güzel zaman 12 Haziran haftasına denk gelen kiraz festivali zamanıdır. Atatürk zamanından beri her sene şehirde 12 Haziran haftası kiraz festivali düzenlenmektedir.
Hititlerden başlayarak çeşitli uygarlıkların merkezi olmuş olan Amasya aynı zamanda bir antik çağ coğrafyacı, seyyah ve filozofu olan Strabon'un da memleketidir. Yani elinizi kolunuzu sallasanız tarihi bir mekâna denk gelen bu şehirde gezilip görülecek yerler bu açıdan bir hayli fazladır. Gelelim Amasya'da gezilecek yerler konusuna. Tarihi yapısıyla bu konuda bize çokça seçenek sunuyor Amasya, bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Şehzadeler Müzesi
Hemen hemen hepimiz Amasya'nın şehzadeler şehir olarak anıldığını duymuşuzdur. Osmanlı döneminde şehzadeler tahta geçmeden önce tecrübe kazanmaları için sancaklara gönderilirdi. Şehzadelerin gönderildiği popüler sancaklardan biri olan Amasya, bu açıdan birçok şehzadeye kısa süreliğine de olsa ev sahipliği yapmıştır.
Osmanlı tarihini ve görkemini Şehzadeler Müzesi'nde bire bir gözlemlemek mümkündür. Amasya'nın Hatuniye Mahallesi'nde yer alan bu müze şehir merkezinden yürüme mesafesindedir. Müzenin üst katı şehzadelik döneminden sonra sultan olmaya hak kazanmış şehzadelere ayrılırken,(Yıldırım Bayezid Han, Çelebi Mehmet Han, II.Murat Han, Fatih Sultan Mehmet Han, II.Bayezid Han, Yavuz Sultan Selim Han, III.Murat Han) alt katında ise Amasya sancağına atanmış fakat tahta geçememiş beş şehzadeye ayrılmıştır(Şehzade Mustafa, Şehzade Bayezid, Şehzade Ahmet ve Şehzade Alaeddin).
Muhteşem Yüzyılla beraber içli dışlı olduğumuz Şehzade Mustafa ve Şehzade Bayezid da bu sancağa atanan şehzadeler arasındadır. Müzede bu sultan olmuş ya da olamamış şehzadelerin heykellerini görmek ve heykellerle beraber o heykele ait dönemi ve özelliklerini anlatan videoları izlemek mümkündür.
II. Beyazıt Külliyesi
Bu külliyenin içerisinde cami, medrese, imaret, türbe ve muvakkithane yer almaktadır. Osmanlı padişahı II. Bayezid'ın emriyle 1485- 1486 yılları arasında Amasya Sancak Beyi Şehzade Ahmed'e yaptırılan bu külliye Amasya'nın Hacı İlyas mahallesinde ve şehzadeler gezi yolu kıyısındadır. Osmanlı dönemi tipik külliye yapısını burada görmek mümkündür. Osmanlı tarihini ve mimarisini yakından incelemek isteyen turistlerin uğrak yeri olan küllüye şehir merkezine yakın olması bakımından da ulaşımı kolay olan tarihi yerler arasında yer almaktadır.
Amasya Kalesi
Amasya şehrinin tepesine konumlanmış olan Amasya Kalesi, özellikle gece ışıklandırmayla beraber şehrin görmeye değer manzaralarından birine sahiptir. Harşena Dağı üzerinde bulunan Amasya Kalesi bu nedenle Harşena Kalesi adıyla da bilinmektedir. 18.yy a kadar askeri amaçlarla kullanılan kalede Osmanlı dönemine ait hamam kalıntılarını bulmak mümkündür.
Persler, Romalılar ve Bizanslılar gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Amasya'nın Amasya Kalesi tarihi mücadeleler dolayısıyla birçok kez el değiştirmiş ve bundan dolayı hasar uğramıştır. Ziyaret saatleri ise sabah sekiz ile akşam altı arasında olan Amasya Kalesine ulaşım şehrin tepesinde kalması dolayısı ile biraz zordur ve kişisel taşıtla mümkündür.
Borabay Gölü
Yemyeşil bir doğa harikası olan Borabay Gölü fotoğrafçıların ve fotoğraf severlerin de uğrak yerlerinden biri olmuştur. Özellikle Karadeniz'deki birçok göl gibi sonbaharda eşsiz bir manzara sunmaktadır ve birçok instagram fotoğrafının konusunu oluşturmaktadır. Fotoğraf çekmek isteyenlerin yanı sıra göl çevresinde ayrıca yürüyüş yapmak, kamp yapmak ve piknik yapmak da mümkündür.
Yeşilırmak'ın bir kolu olan göl muhteşem bir doğa manzarasıyla meraklılarını beklemektedir. Turistlerin Amasya'daki en uğrak yerlerinden biri olmakla beraber ulaşımı da nispeten kolay ve zahmetsizdir. Tavsiye edilen gezi mevsimi sonbahar olmakla beraber ilkbaharla beraber yeniden canlanan doğayı gözlemlemek açısından da uygundur.
Saraydüzü Kışla Binası Milli Mücadele Müzesi ve Kongre Merkezi
Kurtuluş Savaşı sırasında Amasya Genelgesi'nin yazıldığı ve millete duyurulduğu yerdir burası. Aynı zamanda Mustafa Kemal'in 1919 Haziranında Amasya ziyareti sırasında üs olarak burası kullanılmıştır. Yeşilırmak'ın kıyısında yer alan müze günümüzde çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan bir kültür merkezi şeklinde de kullanılmaktadır. Müzede aynı zamanda Cumhuriyet Dönemine ait birçok eserler ve belgeler sergilenmektedir.
Kurtuluş Savaşı'nın can damarlarından biri olan Amasya Genelgesi burada kaleme alınmış olmakla birlikte, Mustafa Kemal Paşa'nın Kurtuluş Savaşı sırasında 12 gün boyunca kaldığı Amasya’daki süreci anlatan belgeler panolarla ziyaretçilere sunulmuştur. Ayrıca Amasya Genelgesi'nin kaleme alınışını gösteren heykeller sergilenmektedir.
Girişi ücretsiz olan müzede fotoğraf ve video çekimine izin verilmektedir.
Kral Mezarları
Amasya'nın kuşkusuz en popüler tarihi gezi yerlerinden biri olan Kral Mezarlarının tarihi milattan önce 333'e dek uzanmaktadır ve bu mezarlar Pontus Krallarına aittir. Yeşilırmak’tan 100 metre kadar yükseklikte tepelere oyulmuş şekilde bulunan Kral Mezarları irili ufaklı toplamda 21 tanedir. 1075'de Amasya'nın Ahmed Danişmend Gazi tarafından fethiyle birlikte mezarlardaki gömüler kaldırılmış ve sonrasındaysa mezarlar aynı zamandan Hristiyan keşişlerin inzivaya çekilme mekânı olarak da kullanılmıştır. Bazı dönemlerde hapishane olarak da kullanılmış olan kaya mezarları görmek için dünyanın dört bir yanından turistler Amasya'ya gelmektedir. Kral Mezarları aynı zamanda 2015 yılında UNESCO'nun Dünya Miras Geçici Listesi'nde de yer almıştır. Aynalı Mağara adıyla bilinen kaya mezarı bu kral mezarları arasında en bilineni ve merak edilenidir.
Yalıboyu Evleri
Amasya'nın kendine has mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Yalıboyu Evleri'ni görmek için en ideal mekânlar Hatuniye Mahallesi ve Hazeranlar Sokak’ın Yeşilırmak’la kesiştiği bölgedir. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinden kalma ahşap evlere sık rastlanan bölgede konutlar haremlik ve selamlık şeklinde bölünmüştür. Amasya Evleri olarak da bilinen evler bitişik nizamda yapılmış olup avluya ve bahçeye sahiptirler. Osmanlı'nın son dönem mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan Yalıboyu evleri mimari tarih incelemeleri açısından da zengin bir kaynaktır. Yalıboyu evlerinden en ünlüsü Hazeranlar Konağı olarak bilinmektedir. Bu konakta 19.yy'dan kalma halılar, kilimler, o günün modasını yansıtan çeşitli giysiler sergilenmektedir. Konağın üst katı müze olarak kullanılırken, bodrum katı ise güzel sanatlar sergisi olarak kullanılmaktadır.
Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Müzesi
Zamanında müzikle akıl hastalıklarının tedavi edildiği, ameliyatların yapıldığı bir şifahane olan Sabuncuoğlu Şerefeddin Tıp ve Cerrahi Müzesi Amasya Darüşşifası olarak uzun yıllar hizmet vermiştir. Müzikle tedavinin yanında çeşitli cerrahi müdahalelerin de yapıldığı bir şifahane olarak kullanılmıştır. Son yıllarda burası Amasya Belediye Konservatuvarı eğitim binası olarak da kullanılmaya başlanmıştır. Müzenin ismi Fatin Sultan Mehmet dönemi hekimlerinden biri olan Amasyalı Sabuncuoğlu Şerefeddin'den gelmektedir. Müzik ile tedavi yöntemini benimsemiş olması Sabuncuoğlu Şerefeddin'in ilginç ve döneminde az rastlanan özelliklerinden birisidir. Zira müzede de bu müzik aletlerinin sembolik minyatürleri bulunmaktadır. Bunun yanı sıra cerrahi müdahalelerde kullanılan aletlerin sergisi de müzede görülebilecekler arasındadır.
Amasya Arkeoloji Müzesi
Tunç Çağından itibaren Hititler, Roma, Bizans, İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı'ya kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Amasya'da, arkeoloji müzesinde de doğal olarak bu dönemlerden kalma birçok taş eser ve İlhanlılar döneminden kalma mumyalar sergilenmektedir. İlk olarak 1925'de kurulan müze daha sonra 1980 yılında şu anda kullanılan binasına taşınmıştır. Şehir merkezinde bulunan müze şehrin her yanından yürüyüş mesafesinde olması ve yaz kış ziyarete açık olması sebebiyle yoğun ziyaretçi akınına uğramaktadır. Aynı zamanda müzede video ve fotoğraf çekimine izin verilmektedir.
Yedikuğular Kuş Cenneti
İl merkezine 35 kilometre uzaklıkta bulunan Yedikuğular kuş cenneti içinde sosyal tesisler ve piknik alanının bulunduğu bir baraj gölüdür. 1980'ler sonrasında bu baraj gölünün pek çok kuşun konaklama mekânı haline gelmesiyle burası kuş cenneti olarak da anılmaya başlanmıştır ve 1989 yılında SİT alanı ilan edilmiştir.
Burmalı Minare Camisi
Selçuklu Dönemi'ne ait olan bu eseri yaptıranlardan biri Selçuklu vezirlerinden Necmeddin Feruh Bey'dir. Selçuklu mimarisinin görülebileceği caminin yapım yılı 1242'dir.
Amasya Taşhan
1699 yılında Mimar Mehmet Kalfa tarafından yapılan iki katlı han, zamanında çarşı olarak kullanılmıştır. Bugün ikinci katı bakımsızlıktan kullanılamaz hale gelmesine rağmen hala hanın çevresinde çeşitli ticaret dükkânları bulmak mümkündür.
Kapı Ağası Medresesi
Kapı Ağası Hüseyin Ağa tarafından 1488 yılında yaptırılan Kapı ağası Medresesi'nin güney kısmında zamanında eğitim ve öğretimin yapıldığı derslikleri bulmak mümkündür. Burası aynı zamanda mescit olarak da kullanılmıştır. Zamanında Amasya'nın en büyük eğitim öğretim kurumlarından biri olan medrese sultan II.Bayezid tarafından yaptırılmıştır.
Alçak Köprü
Roma döneminde inşa edilen köprü, zamanla Yeşilırmak'a gömülmüştür ve bu gömülen kısımla birlikte alçalmasından dolayı halk arasında Alçak Köprü adıyla anılmaya başlanmıştır. Zaman içerisinde birçok kez yıkılan ve yeniden yapılan köprü en son 1965 yılında tekrar restorasyona uğramış ve günümüzdeki haline kavuşmuştur.
Magdinus ve Helkıs Köprüleri
Halk arasında maydanoz köprü olarak bilinen bu köprü de zaman içerisinden birçok taşkınla yıkılmış ve en son halini 2011 yılındaki restorasyon ile almıştır ve günümüzde sadece yayalar hizmet vermektedir. Günümüzde Hükümet Köprüsü olarak anılan Helkıs köprüsü ise Roma döneminde yapılmış olup Osmanlılar zamanında da birçok kez onarılmıştır. 1940 yılında ise en son halini aldığı betondan bir köprü formuna ulaşmıştır.
Çilehane Camisi
1413 yılında Yakup Paşa tarafından yaptırılan cami esas itibariyle bir tekke olarak yaptırılmıştır fakat günümüzde cami olarak kullanılmaktadır. 1939 depreminde zarar görmesi nedeniyle 1964 yılında tekrar onarılan cami bugün de hizmet vermekte ve ibadet yeri olarak kullanılmaktadır.
Amasya'da gezilecek yerler bunlar olmakla birlikte gezi için en uygun mevsim bahar ya da sonbahar aylarıdır. Yazları fazla sıcak ve kışları fazlasıyla soğuk olan Amasya'yı gezip görmek için aynı zamanda 12 Haziran haftası yapılan kiraz festivali zamanı da en güzel zamanlar arasında yer almaktadır. Bu şehre ayıracağınız 7-8 gün şehri tamamıyla gezip tarihi yerlerini görmek açısından idealdir. Zira bir haftadan kısa bir süre tarihi yapıları, köprüleri ve doğal güzellikleriyle keşfedilmemiş bir vaha olan Amasya'yı gezmek için kısa bir süre olacaktır. Konaklamak için ise şehrin en ideal konaklama mekânı Apple Palaca Oteli hem manzarası hem de şehir merkezine konumlanmış olması dolayısıyla sıkça tercih edilen mekânlardan birisidir.
Yorum Yap