Yunan mitolojisinde Phobos ve Deimos korku tanrıları olarak bilinirdi. Deimos daha çok şiddet ve terör korkusunu temsil ederdi. Phobos ise anksiyete ve panik gibi korkular için var olmuştu. 1700’lü yılların başında İngilizce konuşanlar ‘korku’ kelimesinin sonuna eklemek için phobos’un kökünden gelen ‘phobia’ yani ‘fobi’ kelimesini kullanmaya başlamışlardır.
Panfobi
Birkaç farklı isim ile anılan bu fobi, her şeyden korkma olarak bilinmektedir. Herhangi bir şeye karşı spesifik olarak duyulan bu korkunun da ötesinde durumlardan biridir. Temelde, var olmayan bir kötülüğe inanma ve buna da bağlı olarak her şeye korku ile yaklaşmayı içermektedir. Fransız psikolog olan Théodule-Armand Ribot’a ait olan bu terim, tıp literatüründe bir fobi olarak kabul edilmese de, bu fobiden muzdarip olan kişilerin varlığı bilinmektedir.
Hipnofobi
Birçok kişi çalışma saatleri yüzünden gün içerisinde uykusuzluk çekebilir, eve bir an önce gidip bir an önce uyumanın hayallerini kurarlar. Ancak bu fobiye sahip olan kişiler, uyumaktan oldukça korkarlar. Herhangi bir yaşta ortaya çıkabilen bu fobinin sebeplerinin arasında, tekrar eden kâbuslar ya da uykusunda ölebileceğini düşünme gibi durumlar bulunabilmektedir. Uykusuzluğun da beyne ve vücuda vereceği zararlardan dolayı bu fobi türü, çok fazla tehlikeli durumlara yol açabilir. Bazen sadece psikoloji tedavi edemeyebilir, farmakolojik tedavilere de ihtiyaç duyulabilir.
Eufobi
Günümüzde alternatif medya sayesinde gün içerisinde dünyada olup biten her şeyden haberdar olma imkânına sahibiz. Bazen iyi bazen ise kötü haberler almaktayız. Genel olarak da hayat akışında sürekli çevremiz, ailemiz ya da işimiz hakkında olumlu veya olumsuz şeyler duymaktayız. Kötü haberlerden rahatsız olarak iyi haberlerin karşısında da sevinebiliyoruz. Ancak bu fobiye sahip olan kişiler, iyi haber duymaktan korkmaktadırlar. Bu korku ağırlıklı olarak kişilerin daha önce yaşamış olduğu hayal kırıklığı ile sonuçlanan deneyimlerden kaynaklanmaktadır.
Ablutofobi
Eğer bu fobiye sahipseniz, kedinizle ortak bir noktanız var demektir. Banyo yapmaktan korkmak anlamına gelen bu fobide geçmiş travmalar, duygusal dengesizlikler ya da üzücü deneyimler sebebiyet verebilir. Daha çok çocuklarda ve kadınlarda görülmektedir.
Ortografobi
Bu fobi yazım hatası yapma korkusu demektir. İsmini ortografi kelimesinden almaktadır. Ortografi ise, bir dilin geleneksel heceleme sistemine verilen isimdir. Bu tür fobisi olan kişiler, yazılı iletişim becerilerin zayıf olmasından mustariplerdir. Sürekli yazım hatası yapma korkusu, konsantrasyonlarını azaltır ve yazma sürecini de etkiler. Dikte çalışması yapılması bu korkunun kontrolü için oldukça yardımcı olabilir.
Deipnefobi
Aileniz ile beraber akşam yemeği yemekten kaçınıyorsanız, masa başı muhabbetleri düşündüğünüzde bile karnınıza ağrılar girebilir. Eğer bu durum söz konusu ise bu fobiye sahipsiniz demektir. Deipnofobi akşam yemeğinde konuşma korkusuna verilen isimdir. Utangaç insanlarda sıkça görülmektedir.
Venüstrafobi
Güzel kadınlardan korkmak anlamına gelen bu fobi, venüstrafobi, özgüven eksikliğinden kaynaklı olabilmektedir. Bu fobiye sahip olan kişiler, aksi yönde kaçmak isteyebilirler. Neyse ki bu fobi terapiler ile kolayca çözülebilmektedir.
Ergofobi
Bu fobiye sahip insanlar, kronik bir iş korkusu yaşamaktadırlar. İrrasyonel bir korku olan ergofobi, işe gitme ya da orada başına gelebilecek problemlerden korkmak olarak tanımlanmaktadır. Performans kaygısı veya sosyal fobi sebebi ile ortaya çıkabilir. Bazen acı çeken kişinin kendisi bile korkunun irrasyonel olduğunu fark eder. Psikolojik, duygusal ya da fizyolojik olabilir. Farklı kaygıların da bir birleşimi olabilir.
Nomofobi
Çağımızın hastalığı da denilebilecek bir korku olan nomofobi kelimesi ‘no mobile phobia’ dan türetilmiştir. Cep telefonundan uzak kalma korkusu anlamına gelmektedir. Özellikle de sosyal medyanın yaygınlaşması ile pek çoğumuz telefonlara bağımlı hale gelmiş durumdayız. Bu bağımlılık ise, nomofobiyi etkilemektedir.
Fobofobi
Fobilerin fobisi olan fobofobi, korkmaktan korkma anlamına gelmektedir. Bu karmaşık durum, bilinçsiz zihin tarafından çeşitli sebeplerden dolayı geliştirilmiştir.
Heliophobia
Modern zamanın vampirliği olarak da bilinen bu fobi, Yunancada güneş anlamına gelen ‘helio’ kelimesinden türemektedir. Zararsız gibi gözüküyor olsa da, aslında ciddi olabilir ve asosyallik, D vitamini eksikliği gibi sonuçları doğurmaktadır.
Haphephobia
Çok nadir olan bir fobi de, dokunulmayı sevmemekten daha öte olan korkudur. Dokunulduğu zaman artan kalp ritmi ve anksiyete, panik atak ve hiperventilasyon gibi sonucunun görülmesi bayılmaya kadar gidiyor. Yunancada dokunuş anlamına gelen kökten türemiştir.
Vomitofobi
Kusmaktan ve kusmakta olan birinin etrafında olmaktan, kusmuktan şiddetle korkmak anlamına gelmektedir. İlerlemesi durumunda, kişi dışarıda yemek yemekten, sosyalleşmekten ve partilere gitmekten uzak durmaktadır. Genelde çok az yemek yemektedirler ve bu nedenle anoreksi hastaları ile karıştırılırlar.
Skopofobi
Şiddetli bir biçimde seyredilme veya gözetlenmek korkusu olan kişiler, alışveriş merkezlerinde ya da bunun gibi halka açık kalabalık yerlerde bulunamazlar. Araba kullanmak bile onlar için zor bir durumdur. Diğer arabalardaki insanların ya da yayaların kendilerini gözetlediklerini düşünerek endişe ve korku hissetmektedirler.
Gefirofobi
Köprüden geçme korkusuna verilen isimdir. Kendini, avuçlarının terlemesi, kalp atışının aşırı hızlanması, denetimi kaybetme duygusu veya felç olma gibi biçimlerde gösterilebiliyor. ABD’nin Minneapolis kentinde dört adet ölü insan ve 79 yaralı bilançosu ile sonuçlanan köprü faciasının ülkede patlamasına yol açacağı haberleri yakın bir zamanda ABD gündemini uzunca bir süre meşgul etmiştir.
Genofobi
Seksten korkma olarak tanımlanmaktadır. Erkeklerde kadınlardan korkma fobisinden ortaya çıkmıştır. Bu eğilim kadınlardan nefret etme biçiminde algılanmamalıdır. Genofobi vakalarında kadınlara karşı nefret değil de incitmeme isteği ön plana çıkmaktadır. Cinsel birliktelik sonrasında ise, kadının erkeği bırakıp gideceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır.
Otofobi
En kötü fobilerden bir tanesi olarak adlandırılan bu durum yalnız kalma korkusu anlamına gelmektedir. Ancak hastalığın çok az rastlanan versiyonunda insanın kendisinden korkması veya kendisine güvenmemesi şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Hastalığın belirtileri arasında ise nefessiz kalma, dudaklarının kuruma hali, midede bulantı ve kalp çarpıntısı vardır. Bazı yeni terapilerinin geliştirilmesinin yanında bu korkuya sahip olan uzun ve derin terapiler hipnoz ile iyileşebilir. Fakat bu hastalığın iyileşme istatistikleri oldukça düşüktür. En kötüsü, bu hastalığa yakalandığında mantıksızca kendinizden korkmaya başlıyorsunuz ve bunun sonucunda kendinize zarar verme ihtimaliniz oluşuyor.
Yorum Yap