Sevgilinizle ya da eşinizle keyifli vakit geçirmek için pek çok aktivite yapabilirsiniz. Özellikle özel günlerde daha romantik olabilirsiniz. Bunun için güzel bir akşam yemeği organize ettikten sonra romantik bir aşk filmi izleyebilirsiniz. Koltukta ya da yattığınız yatakta uzanarak en iyi aşk filmleri arasında beğendiğiniz bir filmi açarak izleyebilirsiniz. Romantik vakit geçirmek için özellikle dışarı çıkıp para harcamaya gerek duymadan evde film partisi düzenleyebilirsiniz. Baş başa kalacağınız romantik bir ortam ayarlayarak sakinliğin içerisinde filminizi izleme fırsatı bulabilirsiniz.
Bu durumlarda romantik ortama uyum sağlayacak en romantik filmler arasından güzel olan bir film seçebilirsiniz. Romantik film arayışında olan kişiler için internette pek çok romantik film önerileri ve listeleri yer almaktadır. En iyi aşk filmleri arasında fragmanını izlediğiniz ve sizi etkileyen filmi seçerek sevgiliniz ya da eşinizle beraber izleyebilirsiniz. Dışarıda geçireceğiniz vakitten çok evde romantik film izlemek size iyi gelecektir. Beraber sıcak kahve ya da şarap eşliğinde romantik filminizi izleyebilirsiniz. Aynı şekilde başka çift olan arkadaşlarınızı da eve davet ederek romantik film partisi yapabilirsiniz.
Kazablanka
Kazablanka filmi eskilerin en meşhur ve en romantik filmler arasında yer almaktadır. Unutulmaz bir aşk hikâyesi anlatan bu film, romantik aşk filmleri arasında bir klasiktir. Başrollerini Humphrey Bogart ile Ingrid Bergman’ın paylaştığı bu film günümüzde hala daha eskimeyen bir filmdir. Romantik filmler arasında kült olmuş bu film, 2. Dünya savaşı zamanında Kazablanka adlı kentte geçmektedir. Savaşın yaşanıyor olması bu aşk filmini daha romantik bir havaya sokmaktadır. Hitler’den kaçan insanların bulunduğu bu şehirde Avrupa insanlarının renkli kişilikleri yansıtılmaktadır.
Baş rol oyuncusu Kazablanka adlı kentte bir bar işletmektedir. Bu bar şehirde bulunan en popüler barlardan biridir. Bu nedenle konu bu bar içerisinde geçmektedir. Bu bara gelen eski sevgilisi ve eski sevgilisinin kocası hakkında film ilerlemektedir. Eski sevgilisinin kocası direniş askerlerinin lideridir. Bu nedenle şehirden kaçmak isteyen sevgili, eski sevgilisi ile birlikte plan yapmaktadır. Şehri terk etmeye yönelik ilerleyen bu aşk filmi klasik bir döngü içerisinden çıkmış, durumu farklı bir açıdan ele almıştır.
Aşk Zamanı
Adından da anlaşıldığı üzere tam anlamıyla aşkı konu alan bir filmdir. Film içerisindeki karakterlerin birbirleri ile yaşadıkları duygular izleyiciye oldukça net yansıtılmıştır. Aşk zamanı filmi bilinenin aksine konuyu farklı bir açıdan ele almaktadır. Evli bir kadın ve evli bir erkek arasında yaşanan bağı konu almıştır. Bu iki kişinin komşu olması da işleri daha farklı bir hale sokmaktadır. Bu film 1960 yılları arasında geçmektedir. Erkek karakter bilinen bir gazetede yazı işlerinden sorumlu müdür olarak çalışmaktadır.
Eşi ile beraber yeni evlerine taşınan erkek karakter hayatlarını bir apartman dairesinde sürdürmektedir. Erkek karakter olan Chau günün birinde kapı komşu ile karşılaşır ve bu karşılaşma sonrasında iki kişi tanışır. İki çiftte eşlerinden farklı bir şekilde eşya taşımaya başlar. Birlikte vakit geçirmeyi seven bu iki karakter zaman içerisinde aralarında bir bağ kurar.
Fakat aralarında kurulan bu bağın bir farklı nedeni de bulunmaktadır. Zaman içerisinde kendi eşlerinin de beraber olduklarını fark ederler. Her iki çiftin de birbirleri ile birlikte olduğu anlaşılınca çiftler bu durumla yüzleşmek zorunda kalır. Bu durumu çözmek ve bu durumla başa çıkmak için çözüm aramaya başlayan çiftler, yaşadıkları aşkı kaybetmeyi göze alamamaktadır.
Paris’te Gece Yarısı
Sonbahar aylarında evlenecek olan çiftin yaşadığı macera dolu bir hayatı anlatmaktadır. Bu çift Amerikalı nişanlı bir çifttir. Paris’e gelen erkek karakterin babası, çift ile birlikte tatile çıkmayı planlar. Bu plan çiftin de hoşuna gider ve Avrupa bulunan şehirlere tek tek gitmeye karar verirler. İlk olarak eğlenceli gelen bu Avrupa seyahati daha sonra maceralı bir hal alır. Gil karakterinin Paris’in sokaklarında gece saatlerinde gezmesi ve beraberinde getirdiği maceralar ile film şekil almaktadır. Gerçeküstü maceralara ortak olan Gil için bu tatil amacından çıkmaktadır.
Yaşadığı bu olayları ailesini de etkilemektedir Tüm ailenin hayatını değiştirecek olaylara tanıklık eden Gil için farklı zamanlar yaşanmaktadır. Seyahatin eğlencesi macera ile devam etmektedir. Edebiyat kariyeri le kendi yaşadığı tutkuyu birleştirerek Paris şehrine büyük bir aşk duymaya başlar. Film 64. Cannes film festivalinin açılış filmi olarak gösterilmektedir. Yönetmenliğini Woody Allen yapmaktadır. Başrollerini ise Owen Wilson ile Rachel McAdams paylaşmaktadır. Edebiyat ve filmin beraber kullanılarak çekildiği bu film özellikle sanatseverlerin gözde filmi olmaktadır.
Cesaretin Var Mı Aşka
Genç kesimin bayılarak izlediği aşk filmlerinden biri olan cesaretin var mı aşka, iki yakın arkadaşın hikâyesini anlatmaktadır. Çocukluk arkadaşı olan bu iki karakter, küçük yaşlarda başlattıkları oyunları büyüdükten sonra hala devam ettirmektedir. Korkusuz bir şekilde yönettikleri oyun, erişkin zamanlarında daha heyecanlı bir hal almaktadır. İki tarafında kendi becerilerini ortaya koyarak oynadığı bu oyunda birbirlerini yenme amacı bulunmaktadır. İki tarafta cüretkâr bir şekilde oyunu sürdürmektedir.
Başkarakter ola Sophie, Polonya’lıdır. Diğer ırk ayrımı yapan arkadaşlarının onu dışlaması ve aile problemleri bu iki arkadaşı birbirine daha çok yakınlaştırır. Diğer karakterin annesinin hasta olması da Sophie’nin Julien’a yakınlaşmasına sebep olur. Sorunlu baba ise bu durumun bir etkisidir. İki karakterinde hayatlarında yaşadığı zorluklar birbirlerine daha sıkı bağlanmalarına neden olmaktadır. Kendi sorunlarını ve sıkıntılarını akıllarından uzaklaştırmak için sık sık bu oyunu oynamaktadırlar. Bu oyunun sonunda birbirleri için yaratılmış olduğunu fark eden iki karakter duygusal anlar yaşar.
Sadece Aşıklar Hayatta Kalır
İki birbirini seven karakter olan Adam ve Eve, pek çok insanlık tarihine tanıklık etmiştir. Bu insanlık tarihini gören iki karakterin pek çok şeye karşı inanı kalmamıştır. Ölümsüz aşık olan bu çift, vampir türündendir. Adam iflas ettikten sonra terk edilen bir şehir olan Detroit’te yaşamaya başlar. Şehir adeta hayalet şehir olarak bilinir. Kimsenin yaşamadığı bir yerde kendi yaşam savaşını vermektedir. Karamsar bir karaktere sahip olmasının yanı sıra müziğe karşı ilgisi bulunmaktadır. Çoğu vaktini kimseye dinletmediği müziğine ayırmaktadır.
Hayatında yaşadığı tek aşkı ise Eve’dir. Eve Fas’ın Tanca kentinde yaşamaktadır. Uzun süredir o bölgede yaşamını sürdüren Eve, Adam’dan tamamen farklı bir kültür içerisindedir. Günün birinde Adam’ı ziyaret etmek isteyen Eve, Adam’ın kız kardeşi olan Ava ile karşılaşır. Bu beklenilmeyen ziyaret Eve şaşırtmaktadır. Ava tavırları ve konuşmaları ile Eve ile Adam arasında çıkılamaz bir yol çizer. İnsanlık tarihini Adam ile Eve belirlemesi bu sıkıntıları çözmeye yetmez. Dışarıdan gözüken karamsar bir tablo, yaşanan umut karşısında farklı bir boyut alır.
İnsanlık tarihinin en uzun yaşamını ve vampir aşkını anlatan bu film kimi yerlerinde duygusal açıdan yoğunluk yaşatmaktadır. Başrollerini Tom Hiddleston ile Tilda Swinton canlandırmaktadır. Filmin yönetmeni ve aynı zamanda senaryo yazarı ise Amerika’nın başarılı film ismi Jim Jarmusch’tur. Diğer oyuncular ise, John Hurt, ANton Yelchin ve Mia Wasikowska’dır.
Her
Başrol oyuncusu olan Theodore Twombly, hayatını yaşadığı dönemde zor bulunan el yazısı ile yazdığı mektuplardan kazanmaktadır. Bu dönemde bilgisayarın çok fazla kullanılması durumu kendi işlerinde farklılık yaratmaktadır. Theodore Twonbly, eşinden boşandıktan sonra kendi ayrı bir apartman dairesine taşınır. Teknolojiden bu kadar uzak olan Thedore bir gün izlediği reklam filmi ile hayatını değiştirmeye karar verir. Yeni gelişen teknoloji ve işletim sistemleri ile birlikte üretilen yapay zekâ ile oldukça çekici gözüken Samantha adlı kadın ile tanışır.
Yapay zekâ ürünü olan ve yalnızca sanal ses olan Samantha’nın Thedore üzerindeki etkisi gittikçe artmaktadır. Thedore’a sorduğu dünya ve yaşam hakkındaki sorular ile farklı bir gerçekliği fark etmesini sağlar. Zamanında depresyon yaşayan Thedore, Samantha ile keyifli vakit geçirmeye başlar. Yapay zekâ ile aralarında oluşan bu bağ birbirlerini sevmelerini sağlar. Bu ilişkinin farklı bir boyut alması ise iki tarafa da tuhaf gelmeye başlar.
Gün Doğmadan Önce
Gün doğmadan önce filmi muhteşem bir aşk hikayesini ele almaktadır. Bir kadın ve erkeğin yollarının kesişmesi ile konu başlamaktadır. İki karakterinde aynı zamanda Avrupa seyahatine çıkması trende karşılaşmalarına ve tanışmalarına sebep oluyor. İki tarafında sıra dışı gelişen bu yolculuğu birbirlerine sevgi beslemelerine neden oluyor. Trenin Viyana şehrine gelmesi ile birlikte çift beraber gezmeye karar veriyor. Trenden birlikte inen çift gün boyu Viyana sokaklarında dolaşmaya başlamaktadır. Beraber ilginç ama güzel vakit geçiren çift bu şehirde kalmaya karar veriyor.
Gezi sırasında birbirlerine karşı besledikleri sevgi aşka dönüşmeye başlıyor. Fakat iki tarafında çekingen halleri bu ilişkinin su yüzüne çıkmasını engellemektedir. İki tarafında hisleri konusunda çekimser olmaları, aşklarını sözlere dökememelerine neden olmaktadır. Bir gece birlikte geçirmeye karar veren çift bu gecenin ilk ve son geceleri olmasına karar veriyor. Gün doğana kadar geçen sürede ise pek çok duygusal his yaşanıyor.
Düşük bir bütçe ile yola çıkan Richard Linklater, oldukça başarılı bir filme imza atmıştır. İlk gösterim sonrasında yoğun bir tepki ile karşılaşması filmi ünlü kılmıştır. Kısa süre içerisinde pek çok kişi tarafından izlenen film beğeni yağmuruna tutulmaktadır. Aşk filmleri arasında duygu yoğunluğunun bu kadar fazla yaşanması ise filmin hayran kitlesini sevindirmektedir. Film IMDB’den toplam 8,1 not almıştır. Bu kadar yüksek bir not alması filmin başarısını göstermektedir.
Umut Işığım
Tarih öğretmeni olan Pat Salitano, uzun zamandır bu mesleği yapmaktadır. Bir gün emek ve değer verdiği her şeyi kaybeder. Değer verdiği her şeyi bir günde yitiren Pat, oldukça büyük bir travma yaşar. Yaşadığı travma sonrasında mahkeme kararı ile rehabilitasyon merkezine gider. 8 ay boyunca rehabilitasyon merkezinde tedavi gören Pat, bu merkezden çıktıktan sonra hayatını düzene sokma ve işleri düzeltme kararı alır. Rehabilitasyon merkezinden çıktıktan sonra ailesinin yanına geri dönen Pat, her şeyi tekrar düzene oturtmaya çalışır.
Düzgün ve başarılı bir iş adamı olmak isteyerek eşini de tekrar kazanmayı amaçlar. Eşi ile barışması ise işine bağlıdır. İşleri yoluna koyma konusunda zorlanan Pat, tüm sorunlara karşı mücadele etmektedir. Bir gün akşam yemeğinde aile yakınları olan Tiffany ile karşılaşır. Bu genç kadınla yakınlaşma sonucunda eski eşini geri kazanmayı hedefler. Tiffany bu durum karşısında Pat’den bir konuda yardım ister. İki tarafında birbirine yardımcı olması hedeflerine ulaşmak için kolay bir yol gibi gözükür.
Senaryosu ve senaryonun uyarlaması David O. Russell tarafından yapılmıştır. Aynı zamanda yönetmen koltuğunda da David O. Russell oturuyor. Komedi ile dram konularını işleyen bu senaryo, 2012 Toronto Film Festivalinin de dünya prömiyerini yapmıştır. Gösterim tarihinden itibaren izleyicisi tarafından sevilen bu film pek çok eleştirmenden de yüksek puan almıştır.
Ruby Sparks
Romantik filmlerin arasında konusu bakımından en dikkat çeken senaryoya sahip filmlerden biri Ruby Sparks filmidir. Başrol oyuncusu olan Calvin, işinde oldukça başarılı ve yüksek bir kariyere gelen bir gençtir. Başarılarının ardından duraklama dönemine giren bu yazarın ilham bulma konusunda sıkıntıları ortaya çıkmaktadır. Tekrar ilham bulmak ve başarısını geri kazanmak için farklı yollar denemektedir. Kendini bir romana adayan ve bunun içerisinde yer alan Calvin, kendisine aşık bir kadın karakter yaratır.
Kendisini çok sevdiğini ve ona aşık olduğunu düşündüğü bu karaktere adeta bağlanır. Bu kadın karakterin adını ise Ruby koyar. Fakat bu olayın ardından bir hafta geçtikten sonra hayali karakteri olan Ruby salonda canlı bir şekilde durmaktadır. Calvin bu durumda ne yapacağını bilemez. Hayali karakterin nasıl canlandığı ve salonuna geldiği hakkında hiçbir fikri yoktur. Konu bu ikilinin arasında geçmektedir.
Aşkın 500 Günü
Romantik filmler arasında en komik ve eğlenceli konu içeren aşkın 500 günü adlı film çıktığı günden beri pek çok kişinin beğenisini kazanmıştır. Eğlenceli bir aşk hikayesi işleyen bu filmde, aşka inanmayan bir kadının ve bu kadına aşık olan adamın hikayesi anlatılmaktadır. Baş karakter olan Tom, gördüğü bu kıza ilk anda aşık olur. Hayatının devamını bu kız ile geçirmek isteyen Tom, kız hakkında yeni bir şey öğrenir. Ana kadın karakter olan Summer ise aşka inanmamaktadır. Tom’un aşkına ve yaşayacakları ilişkiye inanmamayı sürdürür.
Fakat bu ikili arasında arkadaşlığın dışında olaylar gelişmeye başlar. Beraber güzel vakit geçirmeye başlayan ikili zaman içerisinde ayrılamayacaklarını fark eder. Birlikte güzel ve eğlenceli vakit geçirmeye başlarlar. İzleyicisinden ve çeşitli film eleştirmenlerinden hep tam not alan bu film, gençler arasında da en çok izlenen romantik komedi filmlerindendir. IMDB notu ise 7,7’dir. Vazgeçilmez ve tarif edilemez bir aşk hikâyesini konu alan bu film, genç çiftler için romantik ama eğlenceli vakit geçirmelerini sağlayacaktır.
Melekler Şehri
İşinde başarılı olan kardiyolog cerrahı olan Maggie, bir gün ameliyata girer. Ameliyat tamamen başarılı geçmiştir fakat bilinmeyen bir nedenden ötürü hastasını kaybeder. Hayatını kaybetmesine neden olacak şeyi bulmaya çalışan ve hastasını tekrar hayata döndürmek isteyen Maggie oldukça fazla efor sarf eder. Yaşadığı bu olay Maggie’de bir travmaya sebep olur. Kendine olan güveni gider. Bu acı durumdan sonra umutsuz bir hale bürünür. Bu sırada Los Angeles’ta gezinen bir melek Meggie’nin durumunu fark eder.
Maggie’nin tüm çabalarına rağmen kaybettiği hastasını ve Maggie’nin yaşadığı mutsuzluğu görüp ona yardım etmek ister. Fakat bu melek Seth istemsiz bir şekilde Maggie’ye aşık olur. Maggie’nin kendine olan inancını yerine getirmeyi amaç edinen Seth güçlü bir bağ kurar Maggie ile arasında. Bu aşk yüzünden melek görevinden vazgeçen Seth, insan hayatına ayak uydurmaya çalışır. Eski melek olan Seth’in insan hayatında yer edinmeye çalışması izleyicisini etkilemektedir.
Fantastik bir kurgu filmi olan melekler şehri filmi, özellikle olağanüstü film konularını seven ve ilgi duyan izleyiciler için başarılı bir filmdir. Klasik aşk filmlerinin yanında tamamen farklı bir konu içermektedir. Pek çok kişi tarafından sevilerek izlenen bu film, fantastik açıdan film eleştirmenlerinin de yüksek notunu almıştır.
Hep Seni Aradım
Amerika’da yaşayan Matthew, bir gün iş yerinin penceresinden karşı tarafta arkadaşının iş yerine bakar. Ardından ayakkabı vitrinine bakan bir kadın görür. Bu kadın Matthew’i o kadar etkiler ki tanışmak için bir yol arar. Onunla tanışmak için farklı yollar deneyen Matthew bu konuda vazgeçmemektedir. Tanışma sonrasında iki karakterinde hayatının değişeceğinden haber yoktur. Matthew zamanla Lisa’ya aşık olur. Fakat bu aşk karşılıksız değildir. Birbirlerine aşık olan bu iki çift kaderin ağlarını örmeye başlar.
Günün birinde işten eve dönen Matthew evde Lisa’yı bulamaz. Nereye gittiğinden haberi olmayan Matthew her yerde Lisa’yı aramaya başlar. Adeta yok olmuştur Lisa. Aradan 2 yıl geçtikten sonra hayatını tekrar düzene sokan Matthew, arkadaşı Luke’un bir kıza aşık olduğunu öğrenir. Bu aşkın iki tarafa da ne getireceğinden haberi yoktur. Olaylar bakımından izleyicisine merak uyandıran bu film, genç kesimin gözde romantik aşk filmlerinden biridir.
Not: Seni Seviyorum
Duygusal açıdan izleyiciyi derinden etkileyen bir aşk hikâyesidir. Gözyaşlarınıza hakim olamayacağınız bu konu oldukça fazla dram işlemektedir. Kadın karakter tamamen kendisini kocasına adamaktadır. Kocasına duyduğu büyük sevgi ile adeta hayatını bu adama göre yaşamaktadır. Hayatının merkezi olan bu adamı bir gün kaybetmesi ise kaldıramayacağı bir olaydır. Baş karakter olan Holly, kocasına aşık bir kadındır. Gery’nin yaşadığı hastalığın ölümcül olduğunu öğrendikten sonra yıkılır. Gery ise yalnızca Holly’nin hayatını kolaylaştırmak ister.
Ölmeden önce karısına mektup yazan Gery, Holly için büyük önem taşımaktadır. Öldükten sonra yazılan bu mektupları okuyan Holly ise hayata tutunmak için bir neden bulur. Okudukları ona hayatını geri kazanma fırsatı yaratır. Yenide hayata tutunmak için bu mektupları devamlı okumaya başlar. Adeta kocasını bu mektuplar ile içinde yaşatır.
Seni Uzaktan Sevmek
Garret ile Erin karakterleri aşkları ile dillere destan bir çifttir. Birbirlerinde uzakta olsalar bile aşkları ile ün kazanmış olan bu ikili oldukça uyumludur. Çevresindeki insanlara ve arkadaşlara birbirleri arasındaki uyumu göstermek isteyerek her şeyin yolunda olduğu izlenimini vermektedirler. Gazeteci olan Erin bir gün Manhattan’da kalmaya karar verir. Erkek arkadaşının müzik işleri ile yoğun olması, Erin’in beklediği terfiye ulaşmak için Manhattan’da kalmasına olanak sağlar.
Bu iki kişinin de birbirlerinden uzak kalması ve işlerine yoğunlaşmaları ilişkilerinde bazı sorunlara yol açmaktadır. Özellikle uzak mesafe ilişkisini zamanla daha sürdürülemez bir hale getiren bu çift için aile ve arkadaşları da devreye girer. Fakat bu büyük aşkı bitirmek istemeyen çift sonunda tüm zorlukları yenmek için beraber kalmaya çalışır.
Kefaret
1935 yılının yaz aylarında geçen bir filmdir. 13 yaşındaki Briony Tallis, olmaması gereken yerde olmaması gereken bir zamanda bulunmuştur. Bulunduğu yerde hizmetçilerinin oğlu ile ablasının beraber cilveleştiklerini görür. Küçük yaşta tanık olduğu bu durum zamanla trajik bir hal alır. Yanlış anlaşılmaların sonucunda konu çıkılması zor bir noktaya gelir. Bu üç karakter de hak etmedikleri durumlar ile karşılaşmak zorunda kalır. Pek çok zorluk ile yüzleşerek yıllarca süren bir trajedinin içerisinde yer alırlar.
Aşk ve Gurur filminin yönetmeni olan Joe Wright, Kefaret adlı kitabın uyarlamasını beyaz perdeye taşımıştır. Dram ve romantizmin bir arada yaşandığı bu filmde yanlış anlaşılmalar sonucunda karakterlerin karşılaştıkları zorluklar anlatılmaktadır. Göz alıcı oyunculuk sergileyen başroller bu filmi adeta yaşar gibi oynamaktadır. Filmin sonu ise izleyiciyi en çok etkileyen bölümdür.
Beni Unutma
Dram ve romantizmin bir arada işlendiği bu film ailecek izlenilebilen bir aşk filmidir. Başrol oyuncusu Robert Pattinson, New York’ta yaşayan ailesi ile yaşadığı sorunları gözden geçirmektedir. Bir trajedi sonucunda dağılan ailesi ve isyan eden babasına karşı dik bir duruş sergilemektedir. Genç yaşta oldukça fazla sorumluluk yüklenen bu karakter, Ally adındaki bir kız ile tanışır. Ally’nin her zaman yanında bulunması ve kendini iyi hissettirmesi başrol karakteri ile aralarında bağ kurulmasını sağlamıştır.
Ally zamanla aşık olmaya başlar. Birbirlerine bu kadar aşık olan bu çift adete ayrılmaz ikili haline gelir. Birbirlerinden ilham alması ve beraber mutlu vakit geçirmeleri ise ilişkideki pek çok durumu keşfetmelerini sağlar. Zamanla birbirlerinden sakladıkları sırlar ortaya çıkmaya başlar. Bu sırların ortaya dökülmesi ile birlikte iki aşık durumun üstesinden gelmeye çalışır. Aşk ve tutkunun net bir şekilde yaşandığı bu film pek çok ödüle aday gösterilmiştir. Aşkın ve ilişkinin gücünü keşfetmenize yardım edecek bu film, adeta bağımlılık yaratacak.
Not Defteri
Yaşlılar için olan bakım evinde yaşayan bir ihtiyar, sakladığı eski bir defterde yaşadığı aşk hikâyesini okumaktadır. 1940 yılında geçen bu hikâye 17 yaşındaki bir kızı anlatmaktadır. 17 yaşındaki Allie isimli genç kız, Noah adındaki bir erkek ile tanışır. Zaman içerisinde beraber vakit geçirerek birbirlerinden hoşlanmaya başlarlar. Fakat aralarında ekonomik sınıf farklı bulunması ailelerinin bu ilişkiye karşı çıkmalarına neden olur.
Birbirlerine besledikleri sevgi ise hiç kimsenin bozamayacağı türden bir sevgidir. Kimseye boyun eğmeyen bu çift aşklarını yaşamaya başlar. Ancak 2. Dünya savaşının gelmesi ile birlikte beklenilmeyen bir ayrılık yaşanır. Savaş, dram ve aşk konularını işleyen bu film her açıdan izleyicisini büyülemektedir. İzleyici ve film eleştirmenlerinden tam not alan romantik filmlerin başında gelmektedir.
Yorum Yap