Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük şehri kadim ve ulu şehir Diyarbakır; Türkiye'de mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Şehrin kendine özgü bir havası ve enerjisi vardır. İnsanı, toprağı, tarihi ve turistik güzellikleri ile yaşamak için de gezmek için de keyifli bir şehirdir. Diyarbakır'ın diğer Güneydoğu Anadolu şehirlerinden en farklı özelliği; Anadolu kültürünün yanı sıra, Avrupai bir havasının da olduğu bölgelere sahip olmasıdır.
Diclekent olarak bilinen bir semti Avrupa şehirlerini andırmaktadır. Şehrin sabah, akşam ve gece boyunca bitmeyen enerjisine şahit olmak; ziyaretçilerini mutlu etmektedir. Hem tarihi, hem de turistik zenginlikler barındıran Diyarbakır’da gezilecek yerler adına ise çokça seçenek bulunmaktadır.
Diyarbakır Ulu Camii
Dağkapı olarak nitelendirilen şehir merkezinde yer alan Diyarbakır Ulu Camii; Anadolu'nun en eski camisi olma özelliğine sahiptir. 639 yılında Diyarbakır'a egemen olan Araplar tarafından; şehrin en büyük inanç merkezi olan Martoma Kilisesi'nin camiye dönüştürülmesi ile oluşturulmuştur. Cami olarak kullanılmaya başlandığı günden bugüne kadar birçok devlet Diyarbakır Ulu Camii'nin tadilatına ve korunmasına katkıda bulunmuştur. Camiinin avlusunda bulunan kitabelerde; Büyük Selçuklu Devleti, Anadolu Selçuklu Devleti, Akkoyunlular, Artuklular ve Osmanlı Devletine dair bilgiler yer almaktadır.
Caminin mimarisi oldukça etkileyicidir. Çok az tuğla kullanılarak inşa edilen yapının genelinde taş duvarlar kullanılmıştır. Geniş bir avluya sahip olan Cami,farklı mezhepler için hoşgörüyü simgeler nitelikte Hanefiler ve Şafiler için iki bölümden oluşmuştur. Dikdörtgen bir avlunun içerisinde yer alan yapıda ayrıca iki adet de medrese bulunmaktadır. Camii'nin üç adet giriş kapısı bulunmaktadır. Şehir merkezinden yapılan giriş ana kapıdır. Büyük bir kemer şeklinde olan ana giriş kapısının üzerinde kabartmalar ve figürler bulunmaktadır.
Zinciriye ve Mesudiye Medreseleri bulunan Camii'nin Zinciriye Medresesi'nde; sibernetiğin babası olarak tabir edilen El Cezeri ilk ders verenlerdendir. Hatta Camii'nin avlusunda El Cezeri'nin yapmış olduğu güneş saati bulunmaktadır.
Tarihi Hasan Paşa Hanı
Diyarbakır Ulu Camii'nin gezilmesinin ardından; devam eden yolda az ilerde solda yer alan Tarihi Hasan Paşa Hanı da; hem soluklanmak adına hemde tarihe tanıklık eden bir yapıyı hissetmek adına mutlaka uğranılması gereken yerlerden biridir. Sokullu Mehmet Paşa'nın oğlu olan Vezirzade Hasan Paşa tarafından yaptırılan Han'ın alt katında kafeler ve hediyelik eşyalar satan dükkanlar bulunmaktadır. Dibek kahvesi, menengiç kahvesi gibi farklı bir tatta kahve denemek için uygun bir yerdir. Gümüş ve farklı hediyelik eşyalar satan dükkanlarda bulunan; gümüş tepsisi, zarfı, şekerliği ve porselen fincanları ile kahve takımları; şehrin simgesi niteliğindedir.
Hasan Paşa Hanı'nın üst katında ise yoğun olarak kahvaltıcı dükkanları yer almaktadır. Hem gözünüzü hem de karnınızı doyuracak bir kahvaltı yapmak istiyorsanız burada yer alan dükkanlardan birini deneyebilirsiniz.
Tarihi Sülüklü Han
Harika bir atmosfere ve güzelliğe sahip olan Sülüklü Han'da Diyarbakır'ın tarihe tanıklık eden yapılarından biridir. 1683 yılında inşa edilen Sülüklü Han'ın ortasında büyükçe bir ağaç yer almaktadır. Ortama mistik ve ferahlatıcı bir hava katan bu ağacın gölgesi altında; buz gibi reyhan şerbeti yudumlamak eşsiz bir deneyim olabilir. Sülüklü Han'da işletme tarafından Süryani Şarabı ve farklı şerbetler yapılmaktadır. Meraklılarının denemek isteyeceği bu tatların yanı sıra özel pişirme tekniği ile yapılan enfes bir menengiç kahvesi de tercih edilebilir.
Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi
Türk edebiyat tarihinin önemli şairlerinden birisi olan Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğduğu ev, 1973 tarihinde müzeye dönüştürülmüştür. Burada Cahit Sıtkı Tarancı'nın kişisel eşyaları, kitapları, mektupları ve fotoğrafları sergilenmektedir. Yapının müze kimliğinin yanı sıra mimarisi de görülmeye değerdir. Diyarbakır evlerinin en güzel örneklerinden olan Cahit Sıtkı Tarancı müzesi de Dağkapı'da yer almaktadır.
Ahmet Arif Müzesi
Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi'ne komşu konumunda bulunan Ahmet Arif Müzesi; 2011 yılından bu yana hizmete girmiştir. Ahmet Arif'in kişisel eşyaları ve şiirlerinin sergilendiği müze Diyarbakır’da gezilecek yerler arasında yerini almalıdır. 120 yıllık bir konağa kurulan müzenin avlusunda biraz nefes almak isterseniz ise; tarihi dokuları ve atmosferi ile hoş bir ortam sizi beklemektedir.
Ziya Gökalp Müzesi
Birbirine oldukça yakın konumda yer alan müzelerden; Ziya Gökalp Müzesi'nin de görülmesi gerekmektedir. 1876 doğumlu, Türk edebiyat tarihi adına önemli bir yazar ve sosyolog olan Ziya Gökalp'in doğduğu ev olan Müze'de; yazarın kişisel eşyaları ve yazıları sergilenmektedir.
Dağkapı Meydanı ve Suriçi
Diyarbakır'ın merkezinde yürürken kendinizi açık hava müzesinde gibi hissedebilirsiniz. Surları ile ünlü şehirde; Dağkapı ve Suriçi olarak tanımlanan şehrin merkezinde, etrafı çevreleyen surlar bulunmaktadır. Ayrıca tarihi Suriçi sokaklarını da müze ziyaretlerini gerçekleştirirken içinden geçmek suretiyle görebilirsiniz.
Hevsel Bahçeleri
Diyarbakır Kalesi ile Dicle Nehri'nin vadisi arasında bulunan yaklaşık on dönümlük bir arazi üzerinde bulunan Hevsel Bahçeleri; görenleri kendine hayran bırakmaktadır. Bereketli toprağı ve 180'in üzerinde, bünyesinde barındırdığı kuş türü ile antik çağlardan günümüze kadar ulaşmış bir değerdir. 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine giren Hevsel Bahçeleri tarihi dokusu ve doğal güzelliği ile çokça ziyaret edilen yerler arasında yer almaktadır.
On Gözlü Köprü
Dicle Nehri'ni birbirine bağlayan tarihi taş köprünün; 1065 yılında inşa edildiği üzerinde bulunan kitabeden anlaşılmaktadır. 178 metre uzunluğa, 5.6 metre genişliğe sahip Köprü; Mervani Köprüsü ve Silvan Köprüsü olarak da adlandırılmaktadır. Kemerli 10 gözden oluşan Köprü ve beraberinde sunduğu manzara görülmeye değer.
Malabadi Köprüsü
Türkiye'nin yanı sıra dünyanın da ilgi çekici mimari eserlerinden biri olan Malabadi Köprüsü; Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'ndeki Batman Çayı üzerinde bulunmaktadır. 40,86 metre sivri kemeri ile dünyanın en uzun taş kemer sahibi köprüsü olarak bilinmektedir. Artuklulardan günümüze kadar süre gelen bu tarihi yapı aynı zamanda UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer almaktadır.
Tarihi Diyarbakır Kalesi
Diyarbakır şehrin inşasından bu yana birçok devlete ve medeniyete beşiklik etmiştir. Diyarbakır Kalesi'de şehrin kuruluşu kadar eskidir. Şehri kuşatan surlardan ve şehre giriş kapılarından bazıları günümüze kadar ulaşmıştır. Türkülere konu olan Mardin Kapı bunlardan biridir. Mardin Kapı ve Urfa Kapı; gezilip görülmesi gereken yerler arasında yer almaktadır.
Diyarbakır Surları
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Diyarbakır Surları; yaklaşık olarak 5 kilometre uzunluğa ve yerden 10-12 metre yüksekliğe sahip görkemli bir yapıdır. Hem tarihi hem de görsel güzelliği ile yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Çin Seddi'nden sonra dünya üzerinde yer alan en uzun duvar olarak bilinen Surlar; ilk inşa edildiği zamanlarda Diyarbakır şehrini çevrelemektedir. Diyarbakır Kalesi ile birlikte yaklaşık olarak milattan 4000 yıl önce yapımı gerçekleştiği düşünülen Surlar; şehir savunması ve şehrin güvenliğinin sağlanması amacıyla yapılmıştır.
Keçi Burcu
Diyarbakır denilince akla ilk gelenlerden biri Surları'dır. Diyarbakır Surları üzerinde bulunan Keçi Burcu; Mardin Kapısı'nın doğusuna inşa edilmiştir. En büyük ve en eski burçtur. Milattan önce Huriler tarafından yapıldığı tahmin edilen Keçi Burcu; Roma İmparatorluğu Dönemi'nde bugün ki şeklini almıştır. Burç üzerinde yer alan kitabeden anlaşıldığı üzere ise; 1223 yılında Mervanoğulları tarafından yenilenmiştir. 11 adet kemere sahip olan bu görkemli yapının tapınak olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir. Burcun altında; üzeri kapatılmış olan dehliz ve su kuyusu da bulunmaktadır.
Artuklu Sarayı
Diyarbakır'da tarihi yapılarda izlerine çokça rastlanan milletlerden biri de Artuklular'dır. Artuklu Nasirüdddin Salih Bin Muhammet tarafından 13. yüz yılda inşa edilen Artuklu Sarayı kalıntıları, Viran Tepe olarak bilinen yerde bulunmaktadır. Kazı çalışmalarının devam ettiği saray kalıntıları arasında mozaik desenlerine rastlanmıştır. Türk mimarisinde mozaik kullanımının ilk örneği olması yapının önemli özelliklerinden biridir.
Eğil Gölü ve Asur Kalesi
Diyarbakır'da doğal oluşumlu göl bulunmamaktadır. Diyarbakır'ın Eğil İlçesi'nde bulunan yapay Eğil Gölü; harika manzarası ile ziyaretçilerini mutlu etmektedir. Dağların arasında, vadi görünümünde yeşil ve mavinin birleştiği çok güzel bir yer olan Eğil Gölü turizm açısından da önemli bir yere sahiptir. Gölün kıyısında yerel işletmeler bulunmaktadır. Hem yemek yiyebileceğiniz hem de manzaraya karşı bir şeyler içebileceğiniz alternatifler bulunmaktadır. Mistik bir havaya sahip olan Eğil Gölü ve çevresini; gölün üzerinden deneyimlemek isteyenler için ise tekne turları düzenlenmektedir.
Eğil Gölü'ne gidenlerin mutlaka görmesi gereken Asur Kalesi'nin; Asurlular tarafından yapıldığı bilinmektedir. Kaleye araç ile gitmek mümkün değildir. Yürüyerek ve tırmanarak Kale'ye kadar ulaşıldıktan sonra; sizi muazzam bir manzara beklemektedir. Tarihi kalıntıların arasında gezinirken; yukarıdan görünen Eğil Gölü manzarası muhteşemdir. Kale'ye çıkarken kaymayacak ve rahat bir ayakkabı tercih edilmesi gerekmektedir. Yükseklik korkusu olanları ise; inerken zorlayacak yerler bulunmaktadır.
Gazi Paşa Köşkü
Semanköşkü olarak da bilinen Gazi Köşkü; Akkoyunlular tarafından 15. yüzyılda inşa edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk Çanakkale Savaşı'nın ardından; 16. Kolordu Komutanı olarak Doğu cephesi Karargahı olan Diyarbakır'a gelmiştir. Semanoğlu Köşkü kendisine konaklamak için verilmiştir. Müze ve tesis olarak hizmet verilen Gazi Paşa Köşkü'de; tarihi kıymetleri ve hoş mimarisi ile ziyaret edilesi yerlerden biridir.
Hazreti Süleyman Camii
Diyarbakır inanç turizmi adına da önemli bir şehirdir. Hazreti Süleyman Camii diğer adı ile Nasiriye Kale Camii 1169 yılında Nisanoğlu Ebul Kasım tarafından yaptırılmıştır. Camii'ye ismini veren ise; sahabelerden Halit Bin Velid'in oğlu Süleyman olmaktadır. Diyarbakır'ın fethi sırasında şehit düşen 27 sahabenin burada türbesinin olduğu bilinmektedir.
Behram Paşa Camii
1574 yılında inşasına başlanan, 1572 yılında inşası tamamlanan Camii Behram Paşa tarafından yaptırılmıştır. Camii'nin en dikkat çekici özelliklerinden birisi mimarının Mimar Sinan olmasıdır. Tek minareli ve tek kubbeli olarak yapılan Behram Paşa Camii'sinde tamamen kesme taş kullanılmıştır. İlginç mimarisi ile görülmesi gereken yerlerden biri olan Camii'nin Mimar Sinan'ın deneme eserlerinden biri olduğu düşünülmektedir.
Nebi Camii
Diyarbakır'da hem tarihi, hem de farklı inançlara hitap eden ibadet yerleri oldukça fazladır. Akkoyunlular tarafından yaptırılan 15. yüzyılda yaptırılan Nebi Cami'de bunlardan biridir. Oldukça eski bir yapı olan Camii etkileyici bir mimariye sahiptir. Günümüzde Hanefiler için ayrılan kısmı mevcut olmasa da, eskiden Hanefiler ve Şafiler için yapılmış iki ayrı bölüm barındırmakta olan yapı taştan örülmüştür ve tek minaresi bulunmaktadır.
Kurşunlu Camii ve Latifiye Medresesi
Yavuz Sultan Selim Dönemi'nde Diayarbakır'ın Osmanlı egemenliğine geçmesinin ardından; Diyarbakır'da Osmanlılar'ın yaptırdığı ilk Camii'dir. Kurşunla kaplı olan kubbeleri dolayısı ile Kurşunlu Camii adı verilen yapının diğer ismi Fatih Paşa Camii'dir. Kurşunlu Camii külliyesi içerisinde bulunan Latifiye Medresesi'nin ise 19. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. 2004 yılında çocuk esirgeme kurumu tarafından kullanılmaya başlanan medrese hala çocuk esirgeme kurumu olarak varlığını sürdürmektedir.
Meryem Ana Kilisesi
Diyarbakır'ın en eski tarihi yerlerinden biri olan Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi 3. yüzyılda inşa edilmiştir. Günümüzde hala ibadet yeri olarak kullanılan Kilise; birçok tarihi eseri, tabloları, el işi gümüş kandilleri ve ilginç mimarisi ile dikkat çekici bir yapıdır. Üç avlusu bulunan Kilise'de ayrıca kütüphane, misafirhane ve lojman olarak da kullanılan yapılar bulunmaktadır.
Surp Giregos Ermeni Kilisesi
Birçok inancın ve milletin bir arada bulunduğu kadim şehirlerden biri olan Diyarbakır'da; inanç turizmi adına çok ziyaret edilen yerlerden biri de Surp Giregos Ermeni Kilisesi'dir. Diyarbakır'ın Balıkçılarbaşı olarak bilinen semtinde yer alan Kilise 2011 yılından bu yana ibadethane olarak kullanılmaktadır. İnşa tarihi kesin olarak bilinmeyen Kilise'nin 1600'lü yıllarda yapıldığı tahmin edilmektedir.
Ortadoğu'nun en büyük Ermeni Kilisesi olma özelliği gösteren yapı oldukça görkemlidir. Ermeni mimarisini temsil eden önemli yapılardan biri olan Kilise 1. Dünya Savaşı sırasında; Alman askerleri tarafından karargah olarak kullanılmıştır. 1960 yılına kadar ise askeriyenin depo alanı olarak kullanılmasının ardından; Surp Giregos Ermeni Kilisesi günümüzde Ortodoks Ermenileri'nin mabed yeridir.
Diyarbakır Çarşıları
Eskiden önemli ticaret merkezleri olan çarşıların yerini, günümüzde alışveriş merkezleri almış bulunmaktadır. Çarşılardaki hareketlilik ve enerji ise alışveriş yaparken daha keyifli hissetmenizi sağlamaktadır. Diyarbakır'ın tarihi çarşıları eski önemini yitirmiş olsa da, hala canlılığını korumaktadır.
Ulu Camii'nin arkasında yer alan Sipahiler Çarşısı oldukça renkli bir yerdir. Ayrıca Bakırcılar Çarşısı, Peynirciler Çarşısı, Balıkçılarbaşı Kapalı Çarşı da görülmeye değer yerlerdendir. Şehrin atmosferini yakalayabileceğiniz çarşılarda, yöresel ürünleri de deneyebilirsiniz.
Diyarbakır'a Nasıl Gidilir?
Diyarbakır'a ulaşım hem karadan hem de havadan sağlanmaktadır. Oldukça aktif olarak kullanılan Diyarbakır hava limanından, özellikle büyük şehirlere her gün bir kaç uçuş bulunmaktadır. Ayrıca otomobil ve otobüs yolculuğu da Diyarbakır'ı görmek isteyenler için seçenekler arasında yer almaktadır. Bilhassa Güneydoğu Anadolu Turlarının vazgeçilmez şehirlerinden biri olan Diyarbakır'ı ziyaret etmek planlarınız arasında var ise; bir tur seçeneğini de değerlendirebilirsiniz.
Diyarbakır'dan Şanlıurfa'ya, Mardin, Siirt ve Batman'a ulaşım oldukça kolaydır. Ayrıca Adıyaman ve Gaziantep'te kısa süren yolculukların ardından, Diyarbakır'dan gidilebilecek şehirlerdendir.
Diyarbakır'ın Meşhur Lezzetleri
Güneydoğu Anadolu mutfağının en güzel temsil edildiği şehirlerden birisi Diyarbakır'dır. Geleneksel Anadolu lezzetlerini yiyebileceğiniz çok çeşitli yemek yerleri bulunmaktadır. Diyarbakır ile bütünleşen tatlardan birisi elbette ki ciğerdir.
Ciğerin özel olarak marine edilip; şişe takılarak pişirildiği Diyarbakır ciğeri, yiyenlerde lezzet şöleni oluşturmaktadır. Yanı sıra ikram edilen meze ve salatalar ile birlikte bol porsiyon sunulan ciğerin en güzel yapıldığı yerler genellikle Dağkapı'daki restaurantlardır. Garsona durmasını söylemediğiniz taktirde veya öncesinde kaç şiş ciğer istediğinizi belirtmediğinizde, siz istemeseniz dahi şişler bittikçe yerine yenileri gelmeye devam edecektir.
Diyarbakır tava; kırmızı et sevenler için etin en lezzetli ve güzel versiyonlarından biridir. Yumuşacık ve sulu bir et yemek istiyorsanız bu seçenek size uygun olabilir. Anadolu mutfağının en lezzetli yemeklerinden olan kaburga dolması ve mumbar dolmasını da, Diyarbakır'da en güzel haliyle yemeniz mümkün. Ocakbaşı tarzı yemek mekanlarının yoğun olarak bulunduğu şehirde kebaplar da tercih edilebilir. Özellikle Dağkapı'da yer alan; esnaf lokantası görünümündeki salaş yerlerde ise dünyanın en lezzetli lahmacun ve kebaplarını yiyebilirsiniz. Diyarbakır'ın meşhur tatlısı burma kadayıfı ise mutlaka tatmanız gereken bir tatlıdır.
Diyarbakır'da Konaklama Seçenekleri
Büyük şehir statüsünde yer alan Diyarbakır'da konaklama adına çok fazla alternatif mevcuttur. Beş yıldızlı otel seçeneklerinden pansiyona kadar her bütçeye uygun bir konaklama imkanı bulunmaktadır. Şehir merkezinde ve şehir merkezine bir kaç kilometre uzaklıktaki mesafelerde oteller yer almaktadır.
Yorum Yap